“Haftanın Yönetim Fikri” iş dünyası profesyonellerine ve müteşebbislere hızlı bir şekilde okuyabilecekleri kısa yönetim fikirleri sunmak, vizyon oluşturmak, iş hayatlarında yönlendirici olmak ve katkı sağlamak amaçları ile 2015’den bu yana haftalık olarak yayınladığımız makalelerle oluşturduğumuz bir sosyal sorumluluk ve gelişim programıdır.
25. yıl iletişim planımız dahilinde Haftanın Yönetim Fikri yazıları “Yönetimde Başarı İpuçları” adlı kitabımızda 2017 yılında bir araya getirilmiş ve iş dünyasının kullanımına basılı yayın olarak da sunulmuştur.
Profesyonel iş hayatının faydalanabileceği, her şirketin gündeminde ve önceliğinde olan planlı ve/veya plansız olarak uygulamaya çalıştığı proje bazlı işlerin önünü açacak bir modelin altyapısını sizlerle paylaşmak istiyorum.
devamını oku »
Peki problem nedir? Problemler standartlardan sapmalar ve anormalliklerdir. Örneğin bir üretim işletmesindeki hatalı ürünler, arızalar, dönüşüm sürelerinin çok uzun olması, üretim süreçlerinin esnek olmaması; bir satış şirketinde sipariş ve sevkiyat arasındaki sürenin uzun olması, müşteri taleplerinin yeterince karşılanmaması; herhangi bir şirkette çalışanların devamsızlığının ve devir hızının yüksek olması, müşteri şikayetleri, stok seviyesinin yüksek olması, pazar payının düşmesi vb. üzerinde durulması gereken problemler arasında sayılabilir.
devamını oku »
1900’lerin başında endüstri devrimiyle başlayan rekabet olgusuna bağlı olarak işletmelerin temel hedefi giderek daha fazla üretimin artırılması olmuştur. Bu döneme Frederick W. Taylor’un, metotları damga vurmuştur. Taylorizm; vasıfsız işgücü istihdamına ve çalışanların üretimin her aşamasında sıkı bir denetim altında tutulmasına dayanan bir yönetim anlayışıdır. Verimlilik artışı için çalışanın teşvik edilmesi sadece parasal açıdan düşünülmüş, psikolojik bir bağlılık beklenmemiştir.
devamını oku »
Salgınlar, afetler ve savaşlarla ile sarsıldığımız bu zor günlerde en çok ihtiyacımız olan şeyin “İLHAM” olduğuna inanıyorum. Her zaman “daha iyisi” olduğuna ve bunu hak ettiğimize hem kendimizi hem de çevremizi ikna etmenin bu sürece verilebilecek en büyük katkı olduğunu düşünüyorum. Bu girişimde başarılı olabilmek için de öncelikle insanların bakış yönünü sorunlardan çözüme doğru çevirebilmemiz gerekiyor.
devamını oku »
İster ülke ister şirket olsun; iş planlarında mutlaka büyüme vardır. Yanlış büyüme hesapları sonucu ülkelere bir şey olmaz, bunu yaşayarak çok gördük. Ancak şirketlerin plansız büyüme sonuçları çoğunlukla iflastır.
devamını oku »
Varlık alemi, bulunduğu ortamda bir iz bırakmak ister ve bunun için çabalar. Çünkü insan ölümsüzlük peşinde bir varlıktır. Ama çok az insan bu izi bırakmada başarılı olup, baki gibi hatırlanan bir iz bırakabilir.
devamını oku »
Rekabetin her geçen gün daha da arttığı, teknolojik gelişmelerin rekabette önemli bir belirleyici olduğu, beklentilerdeki artış nedeniyle müşteri sadakatindeki sürekliliği sağlamanın zorlaştığı küreselleşen dünyada net stratejileri olmayan işletmelerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri oldukça zorlaşmıştır.
devamını oku »
Aile şirketlerinde her üyenin zihinsel sağlığı, bir insanın ruh sağlığı kadar önemlidir. Yani ana/başlıca ortağın, zihinsel sağlığının/hafızasının tamamının veya bir kısmının kaybı, tespit sorunları yaşaması, değerlendirme ve sorgulama becerilerinin kaybı şirketin devamlılığını etkiler.
devamını oku »
Nöropazarlama; insan beyninin, satınalma davranışına nasıl yön verebildiğini inceleyerek, çıkan sonuçlardan iş geliştirmeye katkıyı amaçlıyor. Psikoloji, nörobilim ve pazarlamanın ortak ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Önce tüketicinin nelerden etkilendiği öğreniliyor, daha sonra da satınalma kararını verdirmek üzere işletmelerde nelerin yapılması gerektiği açıklanıyor. Bilimsel olarak, tüketicinin neyi arzulayıp arzulamadığını ölçen yöntemlerin katkısı ispatlanmış ve raporlanmıştır. Beş duyunun beyne gönderdiği işaretlerde herkes hemfikirdir. Ancak arzulamak ile satınalmak eş anlamlı değildir.
devamını oku »
Şirket dediğimiz şey soyut bir kavram olup onu gerçekte onu var eden şey içindeki insanlardır. Bu bağlamda, şirketi bugün bulunduğu yerden gelecekte olmak istediği yere taşıyacak şey de “vizyonundan, misyonundan ve değerlerinden” ziyade birlikte çalıştığı kişilerin hedeflenen bu noktaya kendilerini hazırlamaları ile mümkün olacaktır. Eğer bu amaç doğrultusunda bir hizalanma söz konusu olmazsa kaynakların farklı amaçlar uğrunda kullanılması nedeniyle arzu edilen geleceğe ulaşmak da mümkün olmayacaktır.
devamını oku »
© Copyright 2021. Değişim Dinamikleri. Tüm hakları saklıdır.