HAFTANIN YÖNETİM FİKRİ

İnsan Kaynakları

Fikrin Alanı İnsan Kaynakları

Yayınlanma tarihi

Tarih 22 Eylül 2022

Sayfa Banner

Şirketlerde Bilim Kurulu Uygulaması & Multidisipliner Bilgelik

Sanayi Devriminin ilk yılları, ‘deeper specialization’ yani derinlemesine uzmanlık dediğimiz, her şeyin bir şeyini değil, her şeyin her şeyini bilen derin uzmanların, guru ustaların, mesleğinin inciğini cıncığını boncuğunu en iyi bilen pratisyenlerin dönemiydi! Dededen, babadan kalma yöntemlerle süre gelen atölye mantığı da bunu gerektiriyordu. Bir şey yapılacaksa, onu sıfırdan alıp, kendi atölyesinde imal eden aile mensupları, işin tüm sürecine tam olarak hakimlerdi.

Bu derin uzmanlık döneminde mesela 1903 yılında Ford T model bir arabayı, bu derin uzman ustaların 100 tanesi bir araya gelerek, 10 gün uğraşarak yapabiliyorlardı. 100 uzman, 10 gün, 1 araba! Hepsi araba imal sürecinin tüm aşamalarına hakim, 100 uzman usta, işi yapan alt birimlere, her aşama ile ilgili detaylı iş emirleri verecek bilgi, yetkinlik ve bilgeliktelerdi. O yılları daha iyi anlamak adına, şu anda 2022 yılında, 1 usta ve 170 robotla, 43 ile 52 saniyede bir, yeni bir araba imal edildiğini bilmenizi isterim.

Bilgi Çağı’nda bir taraftan bilginin inanılmaz bir şekilde çoğalması, diğer taraftan teknolojinin de inanılmaz bir şekilde gelişmesi; üretim süreçlerine olan hakimiyeti ister istemez azalttı. O yılların derinlemesine bilgeliği, yüzeysel uzmanlığa evrildi.

Artık üretilen bir araba veya bir makine ile ilgili tüm süreçlere hakim olan bir uzman yerine, tüm süreçlerin kendi bölümlerine hakim olan alt uzmanlardan oluşan bir konsorsiyum yürütüyor işleri. Çünkü astronomik olarak artan ve sürekli de artmakta olan bilgiye hakim olmak için, bir insan ömrünün yeterli olma ihtimali ortadan kalktı!

99’u işten çıkartılan ya da işini kaybeden bu üstat ustaların yerine gelen 170 araba robotu, sadece otomotiv sektöründe değil, diğer tüm sektörleri de etkiledi.

Ağır, rutin ve riskli işleri artık robotlara devrettik. Çok kompleks problemlerin çözümünü de özellikle üretim simülasyonlarında Yapay Zeka’ya devretmek üzereyiz.

Peki bu durumda uzman insana ihtiyaç ortadan kalkıyor mu? Elbette hayır.

Bu uzman ustalar, guru’lar, üstatlar, işi vizyon, strateji ve operasyon kısmında kafa kafaya verip işe start verme durumundalar. Bunun için de benim Multidisipliner Bilgelik dediğim bir konseptte çalışmak zorundalar.

Basit bir örnek vermem gerekirse; 100 yıl önce bir bebek beşiği imal etmek için bir usta yeterli olabilirdi. Yeterliydi de. 

Proses; ağaç veya demiri bul. İstediğin şekilde kes, yont veya bük ve beşiği yap, şeklinde ilerliyordu!

Peki ya şimdi?

Basit bir bebek beşiği yapmak için, ekibin içinde;

Psikolog (Çocuğu uyumayan anne baba psikolojisini anlamak için)

Pedagog (Uyumayan çocuğun psikolojisini çözümlemek için)

Doktor (Uyumayan çocuğun rahatsızlıklarını anlamak ve nasıl daha iyi uyuyabileceğini çözümlemek için)

Tamamlayıcı Tıp Uzmanı (Bir masaj, bir aromaterapik yağ, bir Fitoterapik bitki çayı, bir hebalist yaklaşım ile kaliteli uyku sağlayacak bilgileri vermek için)

Dini bilgilere sahip bir Uzman (Çocuğun dini açıdan yatma yönü, kardeşlerin mahremiyet algısı, anne baba odasında beşiğin olup olmaması vb. İslami konulara hassasiyetle yorumlamak için)

İklimlendirme Uzmanı

Boya Uzmanı (Alerjik ve kansorejen boyalardan korumak için)

Ortam nemlendirme Uzmanı (Kaloriferlerle kuruyan ortamda kuruyan boğaz problemlerinin yol açtığı öksürük vb. sebeplerle uyuyamayan bebeklerin uyuyabileceği bir nem düzeyi sağlamak için)

Yatak Uzmanı (Beşik iyi de ya yatak… Konforlu bir uykunun en önemli unsuru olan ergonomik, anti alerjik, anti bakteriyel, ısıtma ve soğutmalı, terletmeyen, hatta masaj yapan akıllı ve kaliteli bir yatak için)

Eh… Bunca işi yapan uzmanların yanına bir de beşiğimizi yapacak bir Mühendis! 

Basit bir bebek beşiği için bunca uzman.

Peki ya daha komplike, daha karmaşık ve daha teknolojik işleriniz için?

Yüksek teknoloji Endüstri 4.0 Fabrikalarınıza?

Akıllı sensörler tabanlı Nesnelerin İnterneti (The internet of the Things – IoT) ile iletişim kurarak yönettiğiniz tüm üretim faktörleri ve süreçlerinizde?

Tahmin edersiniz ki işiniz bu bebek beşiği’ndekinden çok daha zor ve zahmetli olacaktır! Bunca yükün altından kalkacak ve bunca zahmetin üstesinden gelebilecek bir Süpermen de olmadığınıza göre…


O halde önerdiğim Bilim Kurulu Uygulamasına geçmenin tam vaktidir.

Bu makaleyi okuyan her çalışanın kendi şirketine göre bir örnekleme yapamayacağım için üzgünüm. Ama bazı ana unsurları merkeze alarak, aşağıda örneklemeye çalıştığım Organizasyon Şeması üzerinden ilerleyelim isterseniz;

1. Yönetim Kurulu

2. Yönetim Kurulu Başkanı

    a. Özel Kalem Müdürü

    b. Bilim Kurulu

(Bilim Kurulu Üyelerinin uzmanlık Alanları)

                  i. Yönetim

              ii. Üretim

              iii. Tedarik Zinciri

              iv. Kalite

              v. Satış Pazarlama

              vi. Dış Ticaret

              vii. Mali İşler & Finans

              viii. ARGE & İnovasyon

              ix. Marka

              x. İnsan Kıymetleri

              xi. Kurumsal İletişim

              xii. Teknoloji & Futurizm

              xiii. BT & Kurumsal ERP

3. Genel Müdür

4. Mali İşler Müdürü

5. Finans Müdürü

6. Tedarik Zinciri Müdürü / Operasyon Müdürü / Üretim Müdürü

7. ARGE ve İnovasyon Müdürü

8. Kalite & İç Denetim Müdürü

9. Satış Pazarlama Müdürü

10. Dış Ticaret Müdürü

11. Marka Elçisi (Kurumsal İletişim Müdürü)

12. İnsan Kıymetleri Müdürü

13. Teknoloji & Fütürizm Elçisi

14. BT & Kurumsal ERP Müdürü


Böyle bir Kurumsal Yapılanma içerisinde;

Yönetim Kuruluna bağlı,

Şirketin üretim ve faaliyetlerini kapsayan alt uzmanlık alanlarında,

Konusunda uzman ve saygın kişilerden oluşan,

Ayda, iki ayda veya üç ayda bir toplanan ve

Şirkete inovatif ve kurumsal fikirler üreten bir heyete ihtiyaç vardır.

Bilim Kurulu, kendi içerisinde bir Genel Sekreter seçer.

Bu Genel Sekreter gündemi toplantı öncesinde yollar.

Toplantı esnasında toplantı notlarını tutar.

Toplantı sonrasında bu notları üyelerle paylaşır.

Bir sonraki toplantıya kadarki süreçte, şirketin mevcut durumu, ilgi alanları ve ihtiyaçları ile ilgili bilgileri üyelerle paylaşır. Böylece şirketin ihtiyacını üyelere belirtmiş olur.

Üyeler de eski tabirle, o konularda kulağı kesik olur. O konuları gündemine alır. O sorunların çözümüne yönelik, kendi zaviyelerinden ayrı ayrı araştırmalar yaparlar.  

Aslında bir sonraki toplantıya kadar arka fonda hep o şirket ve gündemi çalar bir anlamda. 

Bu kadar yüksek bilgi ve uzmanlık seviyesindeki üyeler ve onların yüksek odaklanması sonucu, şirket gerçekten ümit ettiği katma değere ve inovatif çözümlere ulaşır.

Bilim Kurulu, basit bir ARGE önerisinden öte, şirkete ruh ve canlılık kazandıracak çok önemli şirket içi kurumsal bir örgüttür.

Yönetimin aldığı ve alacağı kararların bu bilge kurulun süzeğinden geçirilmesi, hiç umulmadık faydalar doğuracaktır. Her şeyden evvel yönetim, aldığı kararlar konusunda daha yüksek bir özgüvene kavuşacaktır.

İstişare müessesesi çalıştırıldığı için manevi açıdan işin bereketi hasıl olacak ve bir farziyeti yerine getirmenin huzuruna kavuşulacaktır. Bildiğiniz gibi Mecelle’de her ne kadar ‘İstişare Sünnet ama müsteşar mümtaz gerek’ dense de bendeniz acizane; istişare farz! Müsteşar mümtaz! Mottosunu kullanıyorum. Bu açıdan farz olan bir emir yerine getirilmiş oluyor.

İşin sadece yönetim açısından değil, çalışanlar açısından da bir değerlendirilmesi gerekirse, onlar da Bilim Kurulu sonrası, yönetime daha fazla saygı duymaya ve yönetimin aldığı kararlara karşı daha saygılı olmaya başlayacaklardır. Öyle ya, Bilim Kurulu’nan geçen bu kararda o kadar bilim insanı ve iş insanın ortak aklının olması, onları daha hüsnü kabullü bir tavra yöneltecektir.

İş süreçlerinin verimliliği açısından Bilim Kurulu çok daha etkin bir proses geliştirebilir.

Kaynakların verimli kullanılmasına yönelik yapıcı tavsiyelerde bulunabilir.

Sahip olduğu network sayesinde, üretim girdilerinin tedarikinde daha uygun maliyetler sunabilir. Daha uygun maliyetli kurumlara yönlendirebilir.

İşin en önemli kısmı elbette İnovatif çözümler üretmek, yenilikçi uygulamalar geliştirmek… Ama Şirket Yönetimi açısından Bilim Kurulu’nun sağlayacağı kurumsal duruş, imaj ve prestij faktörü çok daha fazla etki edecektir. Tabiri caizse şirket yeni bir stile sahip olacaktır.

Bilim Kurulu bunca katkısının yanı sıra son olarak;

Şirket birleşmeleri

Şirket satın almaları

Exit (Pazardan çıkış) stratejileri

Yeni iş kollarına giriş veya mevcuttan çıkış

Yurt dışı operasyonları

Stratejik çözüm ortaklı 

Daha uygun tedarikçiler gibi katkıları sağlayacaktır.

Ama bu katkıların içerisinde Yeni ve genç yeteneklerin kuruma kazandırılmasında inanılmaz bir katkı sağlayacaktır.

Çünkü Genç Kuşaklar, Patron şirketlerinde ya da Kurumsallaşmış Aile Şirketlerinde; karar verme mekanizmalarının kişiye bağlı olmaktan çıkartılıp, ortak Akıl Algoritmasına bağlı olmasını tercih ediyorlar.

Genç Kuşaklara bir bakın! Geleneksel Medyayı takip eden bir genç görüyor musunuz? Ben göremiyorum. Gazete alan bir genç neredeyse yok gibi.

Bunu sebebi Geleneksek Medya’da. Bu gazete olur, Dergi olur, TV olur… Ama bunların hepsinde neyin yayınlanacağına, basılacağına ve gösterileceğine Patron karar verir!

Gençler bundan rahatsız oluyorlar. İstiyorlar ki, işin bir ilkesi olsun. Ortak akla uyulsun. Süreçlerin içerisinde olunsun ve yönetim bu ortak aklın verdiği kararlara göre icra edilsin.

Yeni Medya’nın bu kadar trend olmasının sebebi de bu değil mi zaten. Çünkü geleneksel medyanın aksine, yeni Medya’da kararlara bir algoritma karar veriyor. Neyin “TT” olacağına, neyin reytinginin yükseleceğine, neyin daha fazla konuşulacağına, bu yapay zeka karar veriyor. Yapay Zeka da var olana göre karar verdiği için ortaya çıkan realite hakikatin ta kendisi oluyor ve yüksek kabul görüyor. Bunu manevi değerlerimize uygunluk açısından tartışmıyorum. Ortadaki realite, dini inancımıza ve manevi değerlerimize çok zıt bir şey olabilir ama en azından yalan değildir. Çarpıtılmış değil, arttırılmış bir gerçekliktir.

Aynı yöntemin Bilim Kurulu marifetiyle şirketlerde uygulanıyor olması, normal hayatında da bu şekilde yaşayan Genç Kuşakları, şirkete çekecektir.

Yönetim’in en önemli görevlerinin başında genç yetenekler için bir mıknatıs görevi yürütmesi gelir. Ve liderler bu görevini yerine getirirken Bilim Kurulu’ndan azami seviyede yararlanacaklardır diye düşünüyorum.

Not: 2000 yılından beri danışmanlığını yaptığım, Yönetici Koçluğunu yaptığım hemen hemen her şirkette bir Bilim Kurulu kurmayı başardım. Sayısız faidelerine şahit olduğum bu Kurulu, şu anda da Yönetici Koçluğunu yaptığım şirketlerde kurmaya devam etmekteyim.

Bilime saygı, alime hürmet; her zaman kazandıracaktır.

Bilim Kurulunuz şimdiden hayırlı olsun!


Münir ARIKAN Kişisel Gelişim, Koçluk, Yönetici Koçluğu

Yazarımıza Ait Diğer Yazılar

Bu içeriği paylaşabilirsiniz

Footer Logo Şerit
Hizmet İstek Formu
Hizmet İstek Formları

Değişim Dinamikleri olarak göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür ederiz. Lütfen kurumunuzun ihtiyaçları ile ilgili aşağıdaki kategorilerden birini seçerek belirtilen soruları yanıtlayınız.

Yönetim Danışmanlığı
Hizmet İstek Formu
Eğitim Danışmanlığı
Hizmet İstek Formu
İnsan Kaynakları Danışmanlığı
Hizmet İstek Formu

Size en kısa zamanda geri dönüş yapacağız.