Plastik Ambalaj Sektörünün Senaryo Analizi
Plastik ambalaj sektörünün hizmet verdiği sektörleri asıl itibarı ile faaliyet konularına göre sınıflandırmanın doğru olacağına inanmaktayım. Ayrıca, bahsi geçen sektörlerde, markalaşmış ve yüksek miktarlarda kaliteli üretim yapan firmalardan, henüz marka olamamış ve düşük miktarlarda daha düşük kalite normları olanlara kadar değişik kategoriler bulunmaktadır. Ülkeyi, ağırlıklı olarak İstanbul, yakınları ve sanayileşmiş büyük vilayetler ile dışında kalan diğer bölgeler olarak kategorize etmek uygun görülebilir.
Plastik ambalaj sektörü, ağırlıklı olarak havaleli mamullerden ibaret olmasından dolayı, bölgeler arası nakliye dezavantajından dolayı önemli bir rekabet getirmemektedir. Ancak, özellikle uluslararası firmaların bölgesel organizasyonları sayesinde, ülkemize bitmiş mamul ithalatları oldukça önemli boyutlardadır. Yerli üretim teknolojilerimiz ve üçüncü parti üreticilerin gelişmesi ve AB’ye göre daha düşük üretim maliyet avantajlarımız iyi kullanılırsa, bitmiş mamul ithalatı azaltılabilir. Ancak, kozmetik-kişisel bakım (katma değeri yüksek ürün gruplarında), ilaç, özel endüstriyel ürünler ve tüm sektör genelinde düşük adetlere rağmen katma değeri yüksek mamullerde, ithalat seviyesinde önemli bir azalma olmayacağını düşünüyorum.
Mevcut plastik ambalaj üreticilerini genel yapı itibariyle 3 ana grupta inceleyebiliriz. Öncelikle plastik şişirme sektöründe talebin çok üzerinde bir arz olduğu gerçeği unutulmamalı ve Türkiye’nin ekonomik şartları çerçevesinde mücadele edilemeyen kayıt dışı veya merdiven altı üreticilerin sektörün en önemli problemi olduğu bilinmelidir. Buna göre:
- KOBİ niteliğinde olan teknolojik ve kurumsal gelişimi kabul edilebilir seviyelerde olan A grubu üreticiler,
- Daha ziyade küçük, orta veya çok ucuz fiyatlarla alım yapan müşterilere hizmet eden B grubu üreticiler,
- Sınır ticareti, Anadolu piyasası, tahta kale ve “private label” üreticilerine hitap eden kalite ve tedarikçi vasıflarından çok uzak küçük ölçekli merdiven altı C grubu üreticiler.
Müşteri profilleri incelendiğinde ise her grup üretici ile çalışabilecek ve bu yönde talep yaratacak firmalar mevcut olup, hızlı tüketim mamulleri üreten bu firmaların orta ve küçük ölçekli olanlarında tercih kriteri olarak fiyat öncelik kazanmaktadır. Bu grupta adetler yüksek olmayıp, fiyatlar düşüktür. Ancak üreticilerin ellerinde bulunan pazar lideri mamullerin taklitleri hazır kalıp tasarımları kullanılmakta ve ambalajın mamulün kimliğini tamamlayan en önemli unsurlardan biri olması gerçeği rağbet görmemektedir. Dolayısı ile tasarım, yaratıcılık, kalite, vb. rekabet unsurları bir avantaj getirmemektedir.
Dış Etkenler Analizi
- Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak farklı hammadde ile ambalaj ihtiyacının görülmesi (örneğin, cam ve kağıt’dan plastiğe geçiş)
- Ekonomik krizler
- “Private label” ürünlere yönelişin tutmaması
- Açık temizlik malzeme satışının yasal olarak kaldırılması ile ambalaja olan talep artışı
- AB entegrasyonu ile birlikte artacak olan gelir tüketimi ve plastik ambalaj şişe talebindeki artış
- Türkiye’nin jeopolitik pozisyonuyla “global sourcing” in artması
- İnsan kaynakları kalitesinin fazla olması
- Uluslararası yabancı plastik şişe üreticisi firmaların pazara girmesi, yüksek tonajlı üretim yapan müşterilere kolay hitap edebilmeleri
- Devletin aldığı verginin yüksekliğinden ötürü kayıt dışı ekonomiye yönel inmesi
- Enerji maliyetlerinin yüksekliği
- Artan hammadde fiyatları ile düşen kâr marjı
- Önümüzdeki yıllarda, ancak sermaye, alt yapı, kapasite ve insan kaynakları olarak güçlü olan firmaların piyasa ile rekabet edebilecek konumda olabilmeleri.
- Pazar’ın gelişimi ve kalite bilincinin artması ile beraber, müşterilerin daha görsel daha ekonomik ambalaj isteği
- Komple servis ihtiyacına yöneliş
- Türkiye pazarında uluslararası marka yapmış müşterilerin pazarına girecek ve bu pazardan önemli bir pay almaya çalışacak rakip firmaların oluşumu
- Küçük ölçekli ve kaliteli ambalaj üreten, düşük maliyetli, teknolojileri yüksek ve genellikle belirgin konularda çalışan firmaların pazara girmesi
- AB entegrasyonu ile başlayan yasal süreçler ile beraber ambalajlı ürünün ve insanların kalite beklentilerinin artacak olması
- Markalaşmaya çalışan müşterilerin büyümesi
- Müşteri sahasında üretim yapmak, maliyetleri düşüreceğinden, daha ucuza şişe üretilmesinin sağlanması
- Küçük (merdiven altı) şişe üreticilerinin artması, orta ve büyük ölçekli firmaların işlerine ket vurabilmesi
- Müşterinin stratejik kararının değişmesi (örneğin, dolu mamul ithal etmesi)
- Markalaşmamış ürünlerin piyasada tutunamaması
Olumlu Senaryolar
- Avrupa Birliği entegrasyonu ile artacak tüketim
- Markalaşmaya çalışan müşterilerin büyümesi
- Pazar’da yerinde üretime doğru yöneliş
- Sermaye, alt yapı, kapasite ve insan kaynakları güçlü olan firmaların piyasa ile rekabet edebilecek konumda olabilmeleri
- AB süreci ile birlikte başlayan yasal yaptırımlar ve pazarın gelişimi ile birlikte kalite bilincinin ve buna bağlı olarak kaliteli ve komple hizmet isteyen müşterilerin artması
- Türkiye’nin uluslararası firmalar için üretim merkezi olması eğilimi
- Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak farklı hammadde ile ambalaj ihtiyacının görülmesi (örneğin, cam, kâğıt, vb. ambalajdan plastiğe geçiş)
Olumsuz Senaryolar
- Uluslararası yabancı firmaların pazara girmesi ve pay alması
- Teknolojisini yenileyen küçük firmaların pazara ortak olması
- Devletin aldığı yüksek verginin kayıt dışı firmalar ile haksız rekabete yol açması
- Enerji maliyetlerinin yüksek olması
- Artan hammadde fiyatları ile düşen kâr marjı
- Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak farklı hammadde ile ambalaj ihtiyacının görülmesi
Doç. Dr. Hakan BÜTÜNER
Stratejik Planlama, 5S, Verimlilik
Yazarımıza Ait Diğer Yazılar