Fikrin Alanı Yöneticilik
Tarih 25 Kasım 2015
Girişimci olun, pes etmeyin, dersler alın” diyor Güler Sabancı, Sabancı Üniversitesinde düzenlenen Yaz Okulu seminerinde .
Başarılı olmuş ve yaşam hikâyelerini okuduğumuz insanların ortak söylemidir, girişimcilik ve girişkenlik davranışları. Bazen kendini aşar ve çok satanlar listelerinde yer bulur, kişiyi veya kurumu efsaneleştirir; sinemalar da kapalı gişe oynar girişimcilik ve başarı hikâyeleri.
Haksız da değildirler zira zoru başarmak herkesin rüyasıdır. İnsan ve insanlığın bir anlamda gelişmesi, dönüşmesi de girişicilerine ve girişimciliği kaslarına geçirmiş insan ve ülkelere gereksinim duyar. Ülkeler, hangi alanda olurlarsa olsunlar girişimci ve yaratıcı insanların omuzunda yükselir, gelişir ve dönüşürler.
Aslında bütün çocuklar girişimcidir ve muhteşem bir potansiyellerle doğarlar ama ne yazık ki, “eğitim noksanlığı ve yanlışlığı başta olmak üzere, kalıplaşmış düşünceler, katılık, hurafeler, yanlış yönlendirmeler, cinsiyet ayrımcılığı, küçümsemeler, kitap okumama, herkesi aynı görme yanlışlığı, çocukların potansiyellerini ortaya çıkarmaktan çok ezbere dayalı eğitim sistemi, sanat, bilim, felsefe eksikliği” gibi yanlışlıklar yüzünden bu kaynaklar israf edilmektedir.
Girişimciliğin temeli kişinin bazı şeylere açlığı, yoksunluğu gibi görünürde olanlar fakat asıl önemli olan “merak”tır. Merak’ı taze tutulan, güdülenen, beslenen bireyler, özgür bir çevre ve ortamda her türlü başarıyı yakalayabilirler ve tarih böyle başarı hikâyeleri ile doludur.
Özgür bir ortamı yaratmak ve oluşturmak sistemin ve devletin işidir. Kişilere düşen ise, içindeki merakı uyandırmak ve başarana kadar başarısız olmanın önemli bir başarı olduğu bilinci ile hareket etmeyi öğrenmeleridir.
İtalya’yı futbolda Dünya Şampiyonu yapan Teknik Direktör Lippi’ye 2007 Spor Bilimleri Kongresinde, sorduğum “başarınızın sırrı nedir sorusuna verdiği “ aç ve iyi insanlar” yanıtını her fırsatta herkesle paylaşırım. İyi ve aç olmak belki sporda önemlidir ama farklı alanlarda başarılı olabilmek için kişilik ve yeteneğin yanı sıra, doğru çevre ve özgür bir ortam da olmazsa olmazlardır.
“Bunların ne kadarı ülkemiz de var” sorusu önemlidir. Var diyebilmek – hele bu zamanlarda- cesaret ister. Bilim, sanat, felsefe, edebiyat, tarih, spor ile yoğrulmayan, üretici olmak yerine tüketici olmaya koşullanan, merak yerine ezberi ve doğmayı merkeze alan bir toplumda, girişimcilik örgütlü hale gelemez.
Girişimciler var olacaktır kuşkusuz bir şekilde ama girişimciliği hayatın her alanına ve her bireyin öncellikleri haline getiremezsek, girişimcilerin gölgesinde kalacağımız aşikârdır
Bu içeriği paylaşabilirsiniz
© Copyright 2021. Değişim Dinamikleri. Tüm hakları saklıdır.