HAFTANIN YÖNETİM FİKRİ

Yöneticilik

Fikrin Alanı Yöneticilik

Yayınlanma tarihi

Tarih 11 Mart 2021

Sayfa Banner

“Toplam Faktör Verimliliği” üzerine…

Önce verimliliğin tarifinden başlayayım. Zira henüz bu konuda fazla mesafe alamadığımız ortadadır. Kısa tarif olarak; ‘en az girdi ile en fazla çıktı elde etmek’ şeklinde anlaşılıyor ama daha da fazlasına ihtiyaç olduğu biliniyor.  

Basit formülü; Verimlilik = Çıktı / Girdi

Biraz daha geniş tutarsak; üretim sürecinde kullanılan sermaye, hammadde, işgücü, makine, bina, enerji gibi kaynakların etkin kullanımını öneren bir kavram olarak görebiliriz.

Üretim sırasındaki öncelik israftan kaçınmaktır. Sonra; bir taraftan işletme kaynaklarını etkin bir şekilde kullanırken, diğer taraftan ‘sürekli iyileştirme peşinde koşmak’ önerilmektedir. Perakende sektöründen verebileceğim en uygun örnekler; alan yönetiminde ve stok yönetiminde yapılacak iyileştirmelerdir.

Pazarın durumuna, ciroların seyrine, kampanya zamanlarına ve tedarikçi performansına göre değişim şarttır. Pandemi süreci gibi özel durumlara göre de…

Hareketsiz kalanla, aktif olan mutlaka ayrışır. Verimliliğin karne notu da uzun dönemdeki kârlılık oranlarıdır.

Rekabet şartları, zaten işletmeleri daha ucuza üretim yapmaya, maliyetleri düşürmeye, yani daha az kaynak kullanımına zorlamaktadır. Faaliyetlerin sürdürülebilmesi ve işletmeyi yaşatacak kazancın elde edilebilmesi böyle mümkündür. Yoksa, maliyet fiyatına yeterli kârı ilave ederek yüksek tüketici fiyatlarına ulaşmak en kolayıdır ama işletmeyi yaşatmaz !

Kapanan kepenklerin en önemli sebebi budur…

Verimlilik, esasında iki şekilde ölçülmektedir. Birincisi, kısmi faktör verimliliği (KFV) olup, üretilen çıktının, girdilerden sadece birine oranlanması şeklinde hesaplanabilir.

Örnekler :

Emeğin verimliliği = Çıktı miktarı / Emek miktarı

Sermayenin verimliliği = Çıktı miktarı / Üretimde kullanılan sermaye miktarı

İkincisi ise toplam faktör verimliliği (TFV) olup; toplam çıktının, girdilerin toplamına oranlanması şeklinde hesaplanır. Hesabı kolay olmasa da varlığının bilinmesi, konunun önemsenmesine, işletmelerin mevcut durumlarını analiz ederken dikkate almalarına ve iş geliştirmelerine yardımcı olur.

Bu durumda ; üretimdeki artışın, sadece emek ve sermaye artışı ile açıklanamayacağı, diğer belirleyicilere de ihtiyaç duyulması, TFV’yi gündeme getiriyor. Çünkü sermaye ve emek sürekli artırılamaz. Bunun için kârlılık artışının kalıcı olmasını sağlayacak tek yol TFV dir.  

TFV = Toplam üretim miktarı / Toplam girdi miktarı

Aşağıda da görüleceği gibi üretim faktörleri homojen bir nitelik göstermediğinden, yani aynı ölçü birimiyle ölçülemediğinden, genelde TPV parasal olarak hesaplanabilir. Yine de zordur, zira elmalarla armutların biraraya getirilmesine benzer.  

Peki nedir bu belirleyiciler ?

İlki beşeri sermayedir. Bilgi, beceri, yetkinlik ve niteliker, yeni teknolojilerin uygulanmasını kolaylaştıracak ve de teknolojik inovasyonların oluşumunu hızlandırarak verimlilik artışı sağlayacaktır (Romer, 1990:79).  

Beşeri sermayenin değerini artıran unsurların başında; duygusal zeka, kişilik, yaratıcılık ve eğitim düzeyi geliyor. Şirketlerin kâr oranını artıracak TFV unsurları için alt yapı teşkili zorunlu olduğundan, insan kaynağını seçerken gösterecekleri titizliğin önemi daha iyi anlaşılıyor. Bu göstergelere dikkat etmeyen işletmelerin verimlilik açısından güçlük çekeceği açıktır. Sonuçta, işletmelerin sağlıklı büyümesinde en belirleyici öge beşeri sermayedir. Tamamlayıcısı da mesleki eğitimdir.

OECD tarafından yapılan bir çalışmada, eğitimde ortalama geçirilen süredeki bir yıllık artışın toplam verimliliği yüzde 5 artırdığı ifade ediliyor. Yani eğitim, iş gücünün niteliğini artırarak verimliliği doğrudan etkiliyor. İş yerindeki mesleki eğitimi önemsemeyenlerin kulakları çınlasın !

Toplam faktör verimliliğine etki eden bir diğer unsur da Ar-Ge faaliyetleridir. Daha çok başarılı özel sektör işletmeleri tarafından gerçekleştirilen Ar-Ge çalışmaları, yeni mal ve hizmetleri, daha yüksek kalitede ürünleri ve yeni üretim süreçlerini ortaya çıkartabilmektedir. Elbette bu da eğitim destekli inovasyon aracıyla gerçekleşebilmektedir.

Küreselleşmenin getirdiği dışa açılma; yurtdışı ile kıyaslama yapabilme, daha ucuz ve ileri teknolojiye ulaşma imkanını da artırıyor.

Yapılan araştırmalarda; çalışanları arasında beyaz yakalı oranı yüksek olan firmaların daha verimli oldukları çıkmaktadır. Ayrıca kurumsal firmalarda kariyer olanakları ve performans temelli terfi konularında insan kaynakları uygulamaları görülmektedir. Yine verimli şirketlerde uzun vadeli müşteri ilişkileri, ortak Ar-Ge ve tasarım ile teknolojik yenilik gibi aktif stratejiler gündemdedir. Bunun tersi de, işgücü esnekliği ve tedarikçilerin fiyatlarının baskılanması gibi maliyet düşürücü pasif stratejilerdir.     

Evet tamamen doğruluğu test edilmiş şeylerdir bunlar. Kaldı ki bazı kamu kurumları da (Beyaz Kitap gibi) bu konuda yaptıkları çalışmaları önümüze koymaktadırlar.

Artık teknolojinin geldiği bu günkü seviyede dünya küçülmüş, bilgiler daha kolay paylaşılır hale gelmiştir. Her sektör içindeki başarılı işletmelerin üstün oldukları süreçler bellidir. Benchmarking yaparak bunu bünyeye katmak çok kolaydır. Ancak önce özeleştiri yaparak ihtiyacı ortaya çıkartmak, sonra da ticaretin bütün paydaşları ile empati kurarak faaliyetlere değer kazandırmak gerekiyor. 

Ercüment TUNÇALP Perakendecilik, Merchandising, Satış Noktaları Çözümleri

Yazarımıza Ait Diğer Yazılar

Bu içeriği paylaşabilirsiniz

Footer Logo Şerit
Hizmet İstek Formu
Hizmet İstek Formları

Değişim Dinamikleri olarak göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür ederiz. Lütfen kurumunuzun ihtiyaçları ile ilgili aşağıdaki kategorilerden birini seçerek belirtilen soruları yanıtlayınız.

Yönetim Danışmanlığı
Hizmet İstek Formu
Eğitim Danışmanlığı
Hizmet İstek Formu
İnsan Kaynakları Danışmanlığı
Hizmet İstek Formu

Size en kısa zamanda geri dönüş yapacağız.