Değişim Dinamikleri olarak danışmanlığını vermiş olduğumuz işletmelerde Kurumsal Performans Yönetimi için Stratejik Dengeli Kurumsal Karne yaklaşımını benimsiyoruz. Şirketin vizyon ve stratejilerinden yola çıkarak kurumsal performans karnesini 4 boyutta (finans, müşteri / Pazar, operasyon ve gelişim) oluşturduğumuz anahtar performans göstergeleri ve hedeflerle tasarlıyoruz. Böylece şirket, gelecek tasavvurundan yola çıkarak ulaşmak istediği finansal hedefler ve bu finansal hedeflere ulaşabilmesi - sürdürebilmesi için gerekli olan tüm destekleyici hedeflerini takip altına alabiliyor.
- Peki şirketlerde finansal boyutta en çok hangi hedefler kullanılıyor ve bunların açılımları / püf noktaları nelerdir?
Ciro : En standart ve yaygın hedeftir. Şirketin ürettiği finansal değeri ortaya koyar. Doğru hedeflerle desteklenmediğinde yanıltıcı olabilir. Özellikle mevcut konjonktürde olduğu gibi enflasyonist ortamlarda, enflasyondan arındırma veya döviz bazında takip gibi ek hesaplamalar yapılması gerekir. Aynı zamanda satış miktarı ile ilişkilendirilmelidir, ürün fiyatlarındaki artıştan kaynaklı ciro artışı ölçek büyümesi olarak yorumlanmamalıdır. Satıştan iadeler düşülerek, net satış cirosu olarak takip edilmelidir. Detayda alt hedef olarak bölgesel, sektörel, ürün grubu bazında vb. segmentlere yayılarak şirketin stratejileri ile uyumu gözetilmelidir. TUİK veya sektör kuruluşları tarafından açıklanan sektörel büyüme oranları ile ciro kıyası da rekabetçi olarak büyüme oranımızı daha net yorumlamamıza imkân tanıyabilir.
Kar : Brüt Kar, Faaliyet Karı, FAVÖK / EBITDA ve Net Kar olarak kademeli bir şekilde takip edilen finansal göstergedir. Şirketin ürettiği net finansal değeri ortaya koyar. Net cirodan satılan malın maliyeti çıkarıldığında ortaya çıkan brüt kar ve brüt karlılık oranı şirketin ürettiği katma değeri net bir şekilde görebilmek için en önemli göstergelerdendir ancak birçok şirkette maalesef maliyet muhasebesi ve stok izlenebilirliği çok zayıf olduğu için net olarak ölçülememektedir. Bir sonraki aşamada FAVÖK ise yatırım / amortisman etkisini arındırdığı için şirketin genel finansal verimliliğini takip etmek için en çok kullanılan göstergelerdendir. Net kar ise her ne kadar gelir tablolarında yerini alsa da yatırım yapmayan şirketler haricinde performans göstergesi olarak çok kullanılmaz, daha çok uzun vadeli finansal sürdürülebilirlik açısından yorumlanmalıdır. Karlılık göstergeleri genelde net ciro veya farklı bir finansal çıktı ile oranlanarak analiz edilir, çoğu durumda tek başına TL olarak net bir mesaj vermeyecektir.
Alacak Devir Hızı : Nakit akışı şirketler açısından belki de ciro ve kardan daha kritik hususlardan biridir. Şirket yüksek ciro ve karlılık ile çalışsa da nakit akışında yaşanabilecek problemler şirketin birçok fonksiyonunun düzgün işlememesine, hatta dış kaynak temin imkânı bulunmuyor ise veya yeterli değil ise şirketin çökmesine dahi neden olabilir. Alacak devir hızı, şirketin net satış cirosunun ortalama ticari alacaklarına bölünmesi ile hesaplanır. Ortalama alacaklar istatistik verisi olarak ne kadar derinleştirilirse o kadar doğrulur artar, yani yıllık olarak dönem başı - dönem sonu ortalamasını almak yerine, aylık, haftalık veya hatta aylık tablolarda günlük alacaklar verisi üzerinden ortalamayı almak doğruluğu arttıracaktır. Alacak devir hızında bizi yanlış yönlendirebilecek husus vadeli tahsilatlardır; çek / senet / kredi kartı vb. tahsilatlar, müşterinin alacak hesabından düşüldüğünden dolayı alacak devrini hızlandırır ancak vadeli olarak nakde dönüştüğü için bu tip tahsilatların yoğun olduğu şirketlerde nakit akış performansını tam göstermez. Şirket bu yapıya sahip olsa da biz yine de takip edilmesini öneriyoruz çünkü vadeli de olsa tahsilatı yapıyor olmak vadeli evrakların kullanıldığı piyasalarda kritik bir beklentidir.
Tahsilat Vadesi : Vadeli tahsilatlar yapan şirketlerde alacak devir hızını tamamlayan performans göstergesi ortalama tahsilat vadesidir. Ortalama tahsilat vadesi hesabında fatura bazında, fatura tarihi ile söz konusu faturanın gerçekleşen tahsilat vadesi (varsa evrak vadesi dahil) verisinin fatura tutarı ağırlıklı olarak ortalaması alınır. Bu hesaplamanın yapılabilmesi için tahsilatların, otomatik veya elle, faturaları kapatacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir. Fatura ve tahsilatların tamamının belirli bir tarihe (yılbaşı olabilir) çekilerek adat hesabı benzeri bir yöntemler hesaplanması da mümkündür. Vadeli tahsilat olmayan işletmelerde, alacak devir hızı ile tahsilat vadesi rakamsal olarak olmasa da mantık olarak aynı sonucu verecektir.
Sermaye Verimliliği : Sermayedar veya müteşebbisler tarafından genellikle takip edilmeyen ancak önemli olan göstergelerden biri de sermaye verimliliğidir. Ciro, kar, nakit akışı verileri dönemsel olarak şirketin genel gidişatını bizlere gösterirken, tüm endüstriler / sektörler nezdinde karşılaştırılabilir bir gösterge olarak sermaye verimliliği, müteşebbisin ortaya koymuş olduğu finansal sermaye karşılığında nasıl bir finansal getiri sağladığıdır. Nominal olarak rakamlar bizleri yanıltır; “şu kadar ciro yaptık”, “şu kadar kar ettik”, “şu banka X TL kar etmiş” gibi yorumlar kullanılan sermaye ile ilişkilendirilmedikçe tam net bir karşılık ortaya koymaz. 15 milyar TL kar etmiş bir bankanın ortalama sermayesi eğer 1,5 trilyon TL ise sermaye verimliliği sadece %1 den ibarettir. İşletme sermayesi hesaplamasında bilanço üzerinden net aktif hesabı kullanılabilir veya basit yöntem ile kasa, alacaklar, stoklar ve duran varlıkların ortalamasından, ticari ve finansal borçların ortalaması çıkarılarak hesaplanabilir. Duruma göre döneme ait EBITDA veya net karın, ortalama işletme sermayesine bölünmesi ile sermaye verimliliği hesabı yapılır. Sermaye verimliliği verisinin performans olarak yorumlanmasında piyasa finansman maliyet verisi çok kritiktir; piyasa faizlerinin %5 olduğu ortam ile %40 olduğu ortamdaki %30 luk sermaye verimliliğinin performans yorumu radikal düzeyde değişecektir. Genel beklenti doğal olarak sermaye verimliliğinin piyasa faizlerinin önemli bir oranda üzerinde olmasıdır ancak şirketin stratejileri ve hayat döngüsü içerisinde hangi aşamada olduğuna bağlı olarak şirket bazında analiz edilmeli ve yorumlanmalıdır. Örneğin büyüme aşamasında olan bir işletmede, yatırımların yoğun olduğu bir dönemde sermaye verimliliğine bakmak, kötümser bir algı oluşturabilir.
Bu kriterlerin haricinde finansal boyutta bütçe sapma oranı, sermaye devir hızı, kredibilite, cari oran, asit test oranı, finansal kaldıraç vb. tabii ki birçok gösterge bulunmakta ve hem performans hem sürdürülebilirlik hem de risk analizi açılarından yorumlanmaktadır. Bu yazıda tüm kriterlere ve detaylara yer vermekten ziyade yaygın olarak kullanılan kriterlerin yorumlama açısından püf noktalarına dikkat çekmek istedim.
Tabii ki ilk paragrafta da belirtmiş olduğum üzere finansal performansın yanısıra diğer 3 boyuttaki göstergeler ve performans alanları şirketlerin geleceği açısından kritik analiz fırsatları sunmaktadır, hatta yeni kurulmuş bir işletme için müşteri sayısı, memnuniyeti, şikâyet adedi, tutundurma / tekrar satın alım gibi veriler finansal verilerden çok daha önemlidir. Özellikle gelişim boyutunda değerlendirilmesi gereken beşerî değerler / insan kaynakları ve teknoloji / dijital dönüşüm stratejileri ve hedeflerinin de önemi stratejik düzeyde giderek artmaktadır.
Ölçmek, takip ve kontrol altına almanın; kontrol etmek ise yönetmenin ilk adımlarıdır. Şirketimizin ve sektörümüzün verilerine ne kadar hâkim olursak, stratejilerimizi o kadar doğru belirleyebilir ve stratejilerimize doğru ilerleyip ilerlemediğimizi takip edebiliriz.
Bu içeriği paylaşabilirsiniz
© Copyright 2021. Değişim Dinamikleri. Tüm hakları saklıdır.